Çocuğunuzun Ağız ve Diş Sağlığı Süt Dişleri
Bebekler doğdukları anda hemen hemen tüm süt dişleri dişetlerinin altında saklı olsa da şekillenmiştir. Bu dişler bebek altı aylıkken tipik olarak sürmeye başlar ya da dişetlerinden bir miktar görünürler. Tabii bazı bebeklerin diş çıkarmaları daha erken ya da geç de olabilmektedir. Bu normaldir. Genellikle bebeklerde ilk çıkan dişler alt ön dişlerdir. Bunları takiben üst ön dört diş ile birlikte alt dişlerden ikisi daha sürer. Bundan sonra dişler genellikle çenelerin her iki tarafında aynı zamanda olmak üzere yavaş yavaş ağızda yerlerini alırlar.
Bebeğiniz 36 aylık olduğunda ağzında 20 adet süt dişinin bulunması gerekir. Bu süt dişleri tipik olarak aralıklı dizilir. Sürekli dişler ile süt dişleri arasındaki boyut farkından dolayı, bu boşluklar sürekli dişlere yeterli yerlerin kalmasına yardımcı olur. Dişler arasındaki bu boşluklar aynı zamanda çocuğunuzun dişlerini temizlemesini kolaylaştırır.
Süt Dişlerinin Bakımı
Süt dişleri sonuçta düşecekse de daimi dişler kadar önemlidirler.
Süt dişleri:
• Çocuğun yiyecekleri ısırması ve çiğnemesine yardımcı olur.
• Çocuğun estetik görüntüsünü etkiler ve kendine güveni arttırır.
• Çocuğun doğru şekilde konuşmasına yardımcı olur.
• Çocuğun daimi dişleri için gerekli yeri muhafaza ederler.
• Daimi dişlerin yerlerine yerleşmelerine rehberlik ederler.
Bu nedenlerden ötürü çocuğunuzun süt dişlerine iyi bakmanız çok önemlidir.
Bebeğinizin üst ya da alt çenede dört adet dişi yan yana dizildiğinde, günde iki kez dişlerini fırçalamalısınız. Bunun için yumuşak bir diş fırçası seçmelisiniz. Aynı zamanda fırçayı daha da yumuşatmak için birkaç dakika ılık suda bekletebilirsiniz.
Çocuklar için özel fluoridli diş macunundan nohut tanesi kadar kullanarak ya da sadece su ile dişlerini fırçalamalısınız. Unutmamalısınız ki çocuğunuz diş macunu tükürmek yerine yutmayı tercih edecektir. Fluoridin çok fazla yutulması ise daimi dişlerde kozmetik problemlere (fluorozis) yol açabilir. Dişsiz olan alanları ise gazlı bez ya da tülbendi ıslatarak silmelisiniz. Çocuğunuzun dişleri birbirine değdiğinde günde bir kez diş ipi kullanmalısınız.
Türkiye’deki sular fluoridli olduğundan genellikle ek olarak fluoridin tablet şeklinde alınmasına gerek olmamaktadır. Ancak bulunduğunuz bölgedeki sular fluoridli değilse diş hekiminiz ya da çocuk doktorunuza danışarak gerekli miktarda fluoridin çocuğunuz tarafından alınmasını sağlayabilirsiniz. Bu konuda göz önünde bulundurulması gereken nokta fluoridin dozunun fazla olması nedeniyle daimi dişlerde oluşabilecek kozmetik problemlerdir.
Bir süre sonra çocuğunuz dişlerini kendisi fırçalamak isteyecektir. Çocuğunuzun dişlerinin temizliğinden kendinizin sorumlu olduğunu unutmadan ona fırçalaması için izin vermelisiniz. 6-8 yaşına kadar iyi bir şekilde fırçalaması için koordinasyon ve el becerisi yeterli olmayacaktır. Ancak bu yaşlardan sonra da çocuğunuz dişlerini fırçaladıktan sonra kontrol etmeniz gerekir.
Biberon Çürüğü Nedir?
Biberon çürüğü bebeğinizin dişlerini hızlı bir şekilde tahrip edebilecek olan çürüklerdir. Bu durumdan korunmak mümkündür. Bu durum bebeğinizin dişleri karbonhidratlardan oluşan şekerlerle uzun süreli temasta kaldığında ortaya çıkar. Meyve suyu ve süt gibi karbonhidrat içerikli bir sıvı ağızda kaldığında bakteriler şekerlerle beslenmeye başlar. Böylece bakteriler asit üreterek, ağızda yeterli süre kaldıkları takdirde, dişlerde çürük oluşturmaya başlarlar.
Bu durum bebeğiniz sıklıkla:
• Süt, meyve suyu, şekerli su ya da sadece sudan başka diğer tüm içeceklerle dolu biberonla uyuyorsa
• Gün boyunca rahatlaması için biberonunda şekerli sıvı ya da süt içiyorsa
• Şeker, bal ya da diğer şekerli sıvılara batırılmış yalancı meme kullanıyorsa
Anne sütü beraberinde karbonhidratlarla verilmediği takdirde, çürüğe neden olmaz. Anne sütünün yanında mama ile beslenen bebeklerde çürük riski mevcuttur.
Bebeğinizin ne içtiği kadar, ne kadar sıklıkla içtiği de önemlidir. Çocuğunuz ağzında ne kadar uzun süre su dışında bir sıvı tutarsa, çürük riski o derece artar. Bu nedenle bebeğinizin biberonla uyuması ya da gün boyunca biberonu yalancı meme olarak kullanması tehlikelidir. Biberon çürüklerinden diğer dişler etkilense de en çok zarar görenler üst ön dişlerdir. Biberon çürükleri ancak bebeğinizin ağzında Streptococcus mutans adlı bakteri bulunuyorsa oluşabilir. Küçük çürükleri olan çocuklarda ağızdaki bakterilerin %1’inden azını S. mutans oluştururken, erken çocukluk dönemi çürüğü olan çocuklarda bu oran %50’ye kadar çıkar.
S. mutans yaygın olarak bulunur ve bebek 6-31 aylar arasında anneden çocuğa geçer. Bu döneme “enfeksiyon penceresi” adı verilir. Çocuğunuzun çürüksüz şekilde hayatına devam edebilmesi için sizin de ağız ve diş sağlığınıza önem göstermeniz gerekmektedir.
Biberon çürüklerinde öncelikle üst kesici dişler etkilenir. Çürükler genellikle kolay görülemeyen yerler olan dişlerin arka kısımlarında başlar. Sonra üst çene arka dişler ve daha sonra alt çene arka dişler etkilenir. Alt kesici dişler genellikle bu durumdan etkilenmez, çünkü dil üstlerine gelerek onların sıvıya maruz kalmalarını önler ve böylece bakterilerden etkilenmelerini engeller.
Tedavi edilmemiş olan çürük dişler ağrı ve enfeksiyona neden olabilir. Bunlar daha kapsamlı ve komplike bir tedavi gerektirebilirler. Çok kötü çürümüş dişler enfeksiyonun ortadan kaldırılması, enfeksiyonun yüze sıçrama riskinin azaltılması ve daimi dişlerin enfeksiyondan etkilenmeden gelişebilmelerini sağlamak için çekilebilir.
Karbonhidrat içeren herhangi bir sıvı, uzun süre dişler üzerinde kaldığında, biberon çürüklerine neden olabilir. Bu sıvılar, süt, meyve suyu, su katılmış meyve suyu, şekerli su ya da herhangi bir şekerli içecek olabilir. Sadece suyun ağızda uzun süre bulunması çocuğunuza herhangi bir zarar vermez.
Biberon çürüklerinden korunmak için bazı tavsiyeler:
• Bebeğinizin, karbonhidrat içerikli sıvı ile dolu biberonla uyumasına izin vermeyin. Sadece su ile yatmasın da bir sakınca yoktur.
• Bebeğinizi, doktorunuz ile de görüştükten sonra, 12-14 aylıkken biberondan uzaklaştırın.
• Gün boyunca bebeğinizin rahatlaması için su dışında başka bir sıvı ile dolu biberon kullanmasına izin vermeyin.
• Bebeğinizin yalancı memesini şekere ya da şekerli sıvılara batırmayınız.
• Çocuğunuzun yemeğine şeker eklemeyiniz. • Bebeğinizin dişlerini ve dişetlerini ıslak bez ya da diş fırçası ile her yemeğinden sonra temizleyiniz.
• Bebeğinizin ilk dişi çıktığında en kısa sürede diş hekiminizi ziyaret etmelisiniz.
• Bebeğinize bir yaşından itibaren bardakla içmeyi öğretmelisiniz.
• Bebeğinizin yeterli miktarda fluorid aldığından emin olmalısınız. Şehrinizdeki içme sularında fluor bulunmuyorsa diş hekiminize fluorid destekleri konusunda danışabilirsiniz.
Daimi Dişler
Çocuğunuz 6-7 yaşlarındayken süt dişleri düşüp, yerlerine daimi dişleri sürmeye başlar. Bu süreç biraz daha erken ya da geç de olabilir. Her çocuğun kendi kalıtsal özelliklerinden ötürü bu süreç değişebilir. Yeni çıkan dişlerin simetrisi ya da sıralaması, dişlerin ne zaman sürdüğünden daha önemlidir. Çoğunlukla ağızda ilk görünen daimi dişler alt ön dişlerdir. Ancak bazı çocuklarda 6 yaş dişleri adı da verilen birinci büyük azı dişleri de ilk süren daimi dişler olabilir.
Çocuğunuz 13 yaşına geldiğinde daimi dişlerinin büyük kısmı ağızdaki yerlerini almış olur. 3. büyük azı dişleri 17-21 yaşları arasında sürerler. Ancak bazı kişilerde 3. büyük azılar hiç gelişmemiş olabilir. Sıklıkla bu dişler gelişmiş olsa da doğru pozisyonda olmadıkları ya da ağızda yer olmadığından süremezler ve gömük olarak kalırlar.
Daimi Dişlerin Bakımı
Çocuğunuz 6-8 yaşına gelene kadar diş fırçalama konusunda yardımınıza ihtiyacı vardır. Sabah ve yatmadan hemen önce olmak üzere günde en az iki kez bu konuda ona yardımcı olmalısınız. Çocuğunuzun dişleri (özellikle de büyük azılar) üzerinde yiyecek artıklarının kalmamasına dikkat etmelisiniz. Çünkü büyük azı dişleri üzerinde yiyecek artıklar ının saklanabileceği girinti ve çıkıntılar çok fazladır.
Çocuğunuzun ağız ve diş sağlığı için birkaç tavsiye:
• Yumuşak, naylon kılları olan diş fırçası üzerine bezelye tanesi kadar fluoridli diş macunu sürerek kullanabilirsiniz.
• Çocuğunuza diş macununu yutmaması için köpükleri nasıl tükürebileceğini öğretmelisiniz.
• Çocuğunuzun iki dişi birbirine değer pozisyonda çıktığında diş ipi de kullanmaya başlamalısınız. Çocuklar 9 yaşına geldiklerinde kendi kendilerine diş ipi kullanabilecek beceriye erişebilirler. Diş ipi kullanımı ile diş fırçasını ulaşamadığı diş aralarına ulaşılarak çürüklerden korunmuş oluruz.
• Çocuğunuzun yeterli miktarda fluorid alıp almadığı konusunda diş hekiminiz ya da çocuk doktorunuz ile görüşebilirsiniz.
Çocuğunuzun Dişlerinin Beslenme ile Bağlantısı
Çocuğunuzun diş sağlığı için ne yediği kadar, ne zaman ve ne sıklıkla yediği de önem taşır. Dengeli beslenme uzun süreli diş sağlığı (uygun gelişen dişler ve sağlıklı dişetleri) için önemlidir.
Karbonhidratlı yiyeceklerin ağızda ya da dişler üzerinde uzun süre kalmaları diş çürüklerine neden olur. Ağız içinde bulunan bakteriler, bu karbonhidratlarla beslenerek asit oluşturur. Bu aist ile dişin mine tabakasına etki ederek çürük oluşumunu başlatırlar. Öğünler arası geçen sürede tükürük bu asidin etkisini ortadan kaldırmaya yarar. Sık yeme alışkanlığı ağzın asidik kalmasına neden olarak diş çürüklerine yatkın hale gelmesine neden olur.
Atıştırma ve yemek zamanları hakkında tavsiyeler:
• Çocuğunuza atıştırması için taze meyve, sebze ya da peynir gibi sağlıklı yiyecekler verin.
• Şeker içermeyen ya da şeker katılmamış yiyecekler satın alın.
• Şekerli ya da nişastalı yiyecekleri atıştırma olarak değil, yemeklerden sonra servis edin.
• Çocuğunuzu dişlerini yedikten sonra fırçalama sözüne rağmen yapışkan yiyeceklerden uzak tutmalısınız. Çünkü bu yiyecekler dişler arasına ve diş yüzeylerindeki girintilere girerler ve uzaklaştırılmaları zordur. Sizi şaşırtabilir ancak bu yiyeceklerden bazıları şunlardır: kremalı kurabiyeler, incir, krokan, yulaflı kurabiyeler, fıstıklı kurabiyeler, sade çörekler, patates cipsleri ve krakerler.
• Daha az atıştırmasını önermelisiniz. Sık yenen yiyecekler sonunda, ağzındaki asit miktarı artar ve uzun süre bu şekilde kalır.
• Çocuğunuz atıştırdıktan sonra dişlerini fırçaladığından emin olmalısınız. Bu mümkün değilse su ile birkaç kez ağzını çalkalatmalısınız.
• Çocuğunuzu xylitol içeren ya da şekersiz sakızlar almaya yönlendirmelisiniz.
• Çocuğunuza yatmadan hemen önce süt, meyve suyu ya da asitli içecekler vermemelisiniz.